Kız Kalesi
Mersin'in Erdemli ilçesine bağlı Kızkalesi'nde bulunan tarihi yapı.
Adını verdiği mahallenin sahilindeki bir adacığın üzerine 12. yüzyılda Bizanslılar döneminde 1. Leon tarafından yaptırılan kalenin kıyıya uzaklığı yaklaşık 600 metredir.
Mersin şehir merkezine yaklaşık 60 kilometre uzaklıkta bulunan Kız Kalesi, eski adıyla Korykos olan bölgeyi denizden gelebilecek saldırılara karşı korumak amacıyla yapılmıştır.
Yapı, tarih boyunca farklı krallıkların eline geçmiştir. Antik Çağ yazarlarından Strabon, adanın Romalılar döneminde deniz hırsızları ev korsanlar tarafından barınak olarak kullanıldığını yazar.
Kalenin kuzeyde bulunan girişinde devşirme malzeme kullanılmıştır. Yine zaman zaman moloz taşların kullanıldığı yerlerin Lusignanlar Dönemi'ne ait olduğu düşünülüyor. 192 metre uzunluğundaki mazgal delikleri açılmış kale suru üzerine üçgen, dörtgen ve yuvarlak biçiminde 8 burç oturtulmuştur. Batıdaki sur boyunca uzanan iyi korunmuş bir galeri ile buradan denize açılan bir kapı bulunmaktadır.
Mersin Arkeoloji Müzesi tarafından yapılan temizlik kazısı sırasında kalenin orta alanında bir yapı kompleksi ortaya çıkarılmıştır. Bu yapı kompleksi içerisinde bir şapel bulunmaktadır. Yapı topluluğu ile müşterek plan veren bu şapelin, kalenin avlusunda bulunan diğer şapelden daha eski olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca tabanda mozaiklerin yanı sıra opus sectile zemin döşemesi de uygulanmıştır. Çevresindeki odalar orta mekândaki salona açılmaktadır ve kare planlı odaların zemini kuzeye doğru yükselmektedir. Taban mozaiği üzerinde yuvarlak saç örgüsü içinde beş satır yazı ve alanın batı köşesindeki revak üzerinde de başka bir yazıt bulunmaktadır. Kale avlusu içerisinde sarnıçlar ve işlikler de yer almaktadır. [1]
KIZ KALESİ SÖYLENCESİ
Kale hakkında İstanbul Kız Kulesi'ninkine benzer bir söylence oluşmuştur. Buna göre Korykos Kralı, kahinlerin kızının bir yılan tarafından sokularak öldürüleceğini söylemesi üzerine, kızına denizin ortasında yılanların erişemeyeceği bir kale yaptırmıştır. Canı bir gün üzüm çeken kız için kıyıdan bir sepet Tarsus beyazı üzüm kayıkla getirilirken sepete bir yılan girmiş ve kız elini sepete uzattığında onu ısırmıştır. Genç kız böylece hayatını kaybeder. [2]
