Mersin Deniz Feneri

Mersin Kent Ansiklopedisi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

MERSİN DENİZ FENERİ Mersin, 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra, Doğu Akdeniz’in en işlek limanlarından biri haline gelmiştir. Denizcilik alanındaki başarısından dolayı hinterlandını genişletme fırsatı bulan Mersin, genç ve dinamik bir kent olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır. Bu süreçte Tarsus’un kıyı ile bağlantısının kesilmesi sonucu Mersin Çukurova Bölgesi’nin dışa açılan kapısı konumuna gelmiş ve Doğu Akdeniz’in en işlek limanlarından biri olmuştur (Ulutaş, 2008: 2182-2196; Ulutaş, 2011:187-192). Denizcilik alanındaki stratejik konumuyla kentsel gelişimini tamamlayan Mersin, 20. yüzyılda doğu-batı güzergâhında ticari gemilerin en uğrak limanlarından biriydi. 1860’lı yıllarda yapılan Mersin Deniz Feneri de kentin tarihine sessizce tanıklık etmiş ve günümüze kadar ulaşmış önemli seyir yardımcılarından biri olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Ancak günümüzde konumuyla birlikte sessizliğini de hala korumaktadır.

Deniz fenerinin Müftü Deresi’nin batısında Mersin halkının denize girdiği geniş kumsal ve kentin ilk plajının kıyısında olduğu bilinmektedir.(Selvi Ünlü-Ünlü, 2009:268) 1880 yılında bir Fransız Firması tarafından yapıldığı ve 1966 yılında da yenilendiği çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.(Develi, 2001:180) Ancak yapım tarihi konusunda bilgiler kaynaklara göre farklılık göstermektedir. Osmanlı Fenerler İdarisi 1856 Kırım Savaşı sonrasında kıyılarda fener yapımına hız kazandırmış ve bu amaçla imtiyaz sözleşmeleri hazırlatmıştır. 1860 Sözleşmesi ile yapımına karar ve izin verilen 90 adet fener arasında Mersin Feneri de yer almaktadır. Ayrıca bu dönemde en etkin seyir yardımcıları olarak geçen deniz fenerleri genel seyir rotalarındaki risklere göre 12 grupta sınıflandırılmıştır. Mersin Deniz Feneri ise Karaman ve Şam Hattı Fenerleri olarak kabul edilip bir direk üzerinde iki fener şeklinde betimlenmiştir (Orakçı, 2010:108,110). Bu nedenle fenerin yapım tarihinin 1881 değil de 1865 olması kuvvetle muhtemeldir. Mersin Tarihi’ne ilişkin çalışmalar yapmış Şinasi Develi Mersin bucak dahi olmamış bir köy durumunda iken (yani 1850’li yılları kastediyor olmalı) bugünkü fenerin 50 metre daha kuzeyinde demirden 4 ayak üzerinde basit bir kule halinde ve bir petrol lambasıyla işaret veren bir fenerden bahsetmektedir. Bu muhtemelen 1865 tarihinde yapılan ilk deniz feneridir. Develi’nin anlattıklarına göre bu fener gaz yağı ile çalışan, 12 milde görünebilen ve 20 saniyede bir ışık çakan devvar (dönen) bir fenerdi. 1966’da yenilenen Deniz Feneri ise seyir feneridir. Mendirekteki gibi işaret feneri değildir. Asetilen ve elektrikle çalışmaktadır. Otomatiktir ve her saniyede 32 şimşek çaktığı söylenmektedir. Akdeniz’deki fenerlerin en güçlülerinden biri olduğuna vurgu yapan Develi, fenerin İsveç malı ve AGA marka olduğunu ve 18 mile kadar etkinliğinin bulunduğunu belirtmektedir (Develi, 2001:180). Bölgeyi ziyaret edenlerin yazmış oldukları seyahatnameler kent tarihi için önemli veri sağlayıcı kaynaklardır. 1891’de bölgeyi ziyaret eden Vital Cuinet’in verdiği bilgilere göre Mersin Feneri yerleşimin 300 metre güneyinde 14 mil uzaklığa kadar ışık veren ikinci sınıf bir fenerdir. Cuinet ayrıca, bu yapının etrafında bahçelerin yoğun olduğundan ve şehrin sırasıyla deniz yolları binası, istasyon, Rum kilisesi olmak üzere fenere doğru genişlediğinden bahsetmektedir (Yenişehirlioğlu vd., 1995:7). Fenere ilişkin bilgi veren bir başka yazar Mersin kentini mimari açıdan inceleyen Semihi Vural olmuştur. Vural (2010), Huğ’dan Gökdelene Mersin adlı eserinde şimdikinin 50 metre kuzeyinde demir 4 ayak üzerinde petrol lambasıyla işaret veren ilk fenerin kıyıdan uzakta kalması nedeniyle bugünkü fenerin 1855 tarihinde Fransızlar tarafından yapıldığını belirtmektedir. Gazyağı ile 3 saatte bir kurularak çalışan döner (devvar) fenerin bir yüzyıl kadar bu şekilde hizmet verdiği bilgisini de eklemektedir. 1960 yılında eski makine sökülmüş, İsveç malı AGA marka asetilen gazlı çakarlı fener kurulmuştur. Vural’ın verdiği bilgilerde 1975’te ışık kaynağı elektrik ile sağlanmaya başlandı. 1000 watt gücünde ampulu ve kristal aynası vardır ve etkinliği 16 mildir. Fenerin denizden yüksekliği 31 metredir. 2000 yılında tekrar yenilenen fenere kesintisiz enerji sağlamak amaçlı akümülatör sistemi takılmıştır (Vural, 2010:149).Bu kaynak fenerle ilgili oldukça ayrıntılı bilgiler vermektedir, ancak fenerin kuruluş tarihi olarak verilen 1855 yılı konusunda bazı tereddütlervardır. Osmanlı Tarihi çalışan tarihçilerin inceledikleri süreçle ilgili birincil kaynaklara ulaştıkları en önemli arşiv olan İstanbul Başbakanlık Osmanlı Arşivi konu ile ilgili taranmıştır. Ancak Mersin Deniz Feneri ile ilgili çok fazlaca belgeye ulaşılamamıştır. Yaptığımız tarama çalışmasında ulaşabildiğimiz kadar belgede Mersin Deniz Feneri’ne ilişkin veriler elde edilmeye çalışılmıştır. Kent tarihi açısından önemli bir kaynak olan Adana Vilayet Salnamelerinde Mersin Deniz Feneri ile ilgili az da olsa açıklayıcı veriler mevcuttur. En erken 1872/73 tarihli salnamede Mersin’in batısında yer alan ve 6 mil uzaklıktan görülebilen bir memur ve bekçisi bulunan fenerden söz edilmektedir. (AVS,1289(1872/73): 71-72; AVS, 1290(1873/74): 73; AVS, 1293(1876/77):72; AVS, 1294(1877/78): 70; AVS, 1296(1878/79): 149; AVS, 1297(1879/80): 94)

Deniz Feneri, 1890’lı yıllarda Mersin’in en batı ucudur. Kent yerleşimi Fener ve Müftü Deresi civarındaki mahalleye kadar gelebilmiştir. Bu tarihlerde Fener ile Viranşehir arası ise sığ bir kumluk alandan ibarettir ( BOA., DH.MKT., 502/69). 1893’te Deniz Feneri ile Müftü Deresi arasında bulunan araziye 25 haneden oluşan bir mahalle inşası süreci başlamıştır. Mahallenin ismi ise Hamidiye Mahallesi’dir (BOA., DH.MKT., 60/42). Böylece Mersin kenti deniz fenerinin batı tarafına doğru yerleşime açılmış ve hayat bulmaya başlamıştır. Kentin yerleşim açısından genişlemesi doğu-batı yönünde olmuş ve genellikle yerleşimler kıyı kesimlerinde yoğunlaşmıştır. 20. Yüzyıla gelindiğinde kentte nüfus artışı ve yeni yapılanma çalışmaları ile şehir batıya doğru kayması kentin en batı ucu olan Deniz Feneri’nin en doğuda kalmasına neden olmuştur.

DENİZLERİN SESSİZ TANIKLARI FENERLER: MERSİN DENİZ FENERİ, Songül ULUTAŞ, Emre Evren YURTSEVEN, Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dergisi Yayına Kabul Tarihi :28.11.2014 Cilt:7 Sayı:1 Yıl:2015 Sayfa:39-54

http://mfjournal.deu.edu.tr/files/2015_Cilt7_Sayi1_rev_010416_Ulutas.pdf