Seyfi Alanya

Mersin Kent Ansiklopedisi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Seyfi Alanya (d. 1928 Mersin, ö. 2005 Mersin) Mersinli milli sporcu, spor yöneticisi, iş insanı.

5 Eylül 1928'de Mustafa Alanya-Feriha Alanya çiftinin ikiz çocuklarından biri olarak hayata gözlerini açtı. Babaannesinin verdiği isimle Mustafa Seyfettin'in ikizi Serap, üç aylıkken yakalandığı hastalık sonucu hayatını kaybetti.

Diğer kardeşlerinin adı Nazmi ve Hüseyin'di.

Küçük resim oluşturmada hata: Küçük resim hedefe kaydedilemiyor
Seyfi Alanya

AİLESİ

Seyfi Alanya'nın dedesi, Karaman'dan Alanya'ya göçtükten sonra ailesinin bir bölümünü burada bırakıp Mersin'e gelen Yörük Hüseyin'di. Demircilikle geçinen bir ailenin çocuğuydu, kısa sürede Mersin'de ustalığıyla nam yapınca kendi demirci dükkanını açtı.

Demirci ustası Yörük Hüseyin'in oğlu Mustafa Alanya, 1. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 16 yaşında askere alındı. Sina'daki askerliği sonrası Mersin'e döndü. Mustafa Alanya, Kurtuluş Savaşı'nın başlamasıyla Mersin'den başlayarak farklı bölgelere tayin edildi. Savaş yılları boyunca Almanya, Farsça, Arapça ve Rumca öğrendi. Savaş döneminde özellikle Almanlarla geliştirdiği ilişkiler ona ticaret hayatında önemli katkılar sağladı.

Savaş yıllarının ardından kendisi gibi Alanya'dan gelen bir ailenin kızı olan Feriha Hanım'la evlendi. Alman dostlarından aldığı yardımla nal, çivi ve ekmek sacı fabrikaları kurarak kentin gelişmekte olan ekonomisine önemli katkı sağladı. Kente esas damgasını vuran işletmesi ise savaş yıllarında tanıştığı bir Alman askerinin eşi olan Emma'nın büyük yardımlarıyla getirdiği buharlı fırınla kuruldu. Son teknoloji bu fırınla açılan Alanya Fırını, kaliteli ekmek üretimiyle fırıncılık alanında öncü bir konuma yükseldi.

Mustafa Alanya'nın bir sonraki yeniliği olan ekmek sacı imalat makinesi de ekmek üretimine büyük kolaylık getirmesiyle tüm Çukurova'da benimsendi ve yüzlerce imalathanenin açılmasına olanak sağladı.

ÇOCUKLUĞU VE SPOR KARİYERİNİN BAŞLANGICI

Hali vakti yerinde bir ailenin evladı olarak ortaokulu Tarsus Amerikan Koleji'nde okuyan Seyfi Alanya, Mersin İdman Yurdu'nun kalecisi olan dayısı Süleyman ve cirit atmada Türkiye üçüncüsü olan diğer dayısı Cafer'in etkisiyle spora erken yaşta merak saldı.

12 yaşından itibaren Tarsus Amerikan Koleji'nin spor takımlarında yer alan, yerel müsabakalara katılan Alanya, 1940'lı yıllarda Mersin'de spora merakıyla tanınan bir simaydı. Atletizmi ve futbol yeteneğiyle dikkat çeken Seyfi Alanya, 16 yaşında çıktığı deneme maçındaki performansıyla Mersin İdman Yurdu'nun sağ açığı olarak takımdaki yerini aldı.

Eğitimini aksatma pahasına (Tarsus Amerikan Koleji'nde üç kez sınıfta kaldı) Mersin İdman Yurdu'nda spor çalışmalarını sürdüren Seyfi Alanya, atletizme de meraklıydı. Mersin Atletizm Takımı'yla Türkiye Gruplar Atletizm Yarışları'nın yapıldığı Malatya'ya gitti. Mersin İdman Yurdu'ndan da arkadaşı olan İlhan Taşucu'yla birlikte 100 metre final koşusuna kaldı. İlhan Taşucu yarışı 11 saniyelik derecesiyle kazanırken Seyfi Alanya ise deneyimsizliğine rağmen 11.5 saniyelik derecesiyle üçüncü oldu.

Alanya, buradaki performansıyla milli takım gözlemcilerinin ilgisini cezbetti ve İstanbul'a gelmesi için teklifte bulunuldu.

İSTANBUL YILLARI

Kendisi gibi sporcu olan kardeşi Nazmi Alanya, Galatasaray Lisesi'ne kayıt yaptırdı ve burada spor etkinliklerine katılmaya başladı. Seyfi Alanya da Tarsus Amerikan Koleji'nde ortaokulu bitirdikten sonra babasının izniyle İstanbul'a gitti ve Yeni Kolej'e girdi.

Seyfi Alanya, İstanbul'a gelir gelmez hayallerindeki Galatasaray futbol takımının B kadrosuna alındı. Burada, başta dönemin en şöhretli futbolcularından Gündüz Kılıç olmak üzere çok sayıda futbolcuyla arkadaşlık geliştirdi.

Atletizm yeteneğinin de fark edilmesiyle Galatasaray'da hem futbol hem atletizm takımında boy gösteren Seyfi Alanya, İzmir'deki Gruplar Türkiye Şampiyonası'nda 100 metre yarışında dördüncü oldu.

İstanbul'a döndüğünde Mithat Paşa Stadyumu'nda atletizm çalışmalarını sıklaştırdı ve bu sırada dönemin efsane Atletizm Federasyonu Başkanı Naili Moran'ın dikkatini çekti. Moran'ın telkiniyle o yaz Mersin'e gitmedi ve İstanbul'da atletizm antrenmanlarına devam etti.

1950 yılında Galatasaray'ın Brezilya'nın Corinthians takımıyla oynadığı maçta forma giydi ve gol attı.

İLK MİLLİ YARIŞ

Aynı yıl Altın Çivi Atletizm Şampiyonası'nda 100 metre yarışında milli atlet Kemal Aksur'u geride bırakarak ipi en önde göğüsledi. Naili Moran, bu yarış sonrası onu milli takıma aldı.

Milli takımda Türkiye rekortmeni Semih Türkdoğan tarafından çalıştırıldı ve Atina'daki yarışmalarda milli takımla birlikte yer aldı. 100 metre müsabakasında ünlü Yunan sprinter Petrakis'in 10.7'lik derecesinin ardından 10.8 ile ikinci oldu.

Galatasaray Futbol Takımı kaptanı Gündüz Kılıç'ın da tavsiyesiyle spor kariyerine atletizmde devam eden Seyfi Alanya, 1951 Türkiye Şampiyonası'nda 100 metrede 10.8'lik performansıyla altın madalyaya uzandı. Ertesi günkü yarışta ise 200 metrede 22.83'lük derece yaptı. Artık milli takımın değişmezlerindendi, 100 ve 200 metrenin yanında 4X100 bayrak yarışlarındaki performanslarıyla da parmak ısırtıyordu. Seyfi Alanya, Yeni Kolej'den mezun olmasının ardından eğitimine Almanya'da devam etme kararı aldı. Bu, aktif sporu bırakması anlamına geliyordu. Ancak yokluğunda Mersin'deki işlerin aksadığı haberi üzerine eğitimini yarıda bıraktı ve Mersin'e döndü.

ASKERLİK VE ORDU MİLLİ TAKIMI

İşlerin başına geçmeden önce askerlik görevini tamamlaması gereken Alanya için böylece yeni bir spor dönemi başladı. İzmir'deki askerliği sırasında ordu milli takımına girdi. Brüksel'deki 1952 Dünya Ordulararası Atletizm Şampiyonası'nda 100 ve 200 metrede birincilikler elde etti. Türkiye, ABD'nin ardından turnuvayı ikinci sırada tamamladı.

Atina'daki 1953 Balkan Oyunları'na katılan Seyfi Alanya, 200 metre yarışında bronz madalya kazandı.

İstanbul'daki 1955 Balkan Oyunları'nda ise 4X100 bayrak yarışında Alanya, altın madalyaya uzanan dörtlünün içerisinde yer aldı. Seyfi Alanya, spor yaşantısı boyunca 32 kez milli oldu, 100 metre koştuğu 5 Balkan Şampiyonası'nda 4 kez ikincilik ve 4X100 bayrak yarışlarında birincilikler kazandı. Mersin İdman Yurdu'nun yanı sıra Galatasaray'da futbol oynadı ve Gündüz Kılıç, Turgay Şeren, Coşkun Özarı, Kadri Aytaç, İsfendiyar Açıkgöz ve Metin Oktay gibi isimlerle arkadaşlıklar geliştirdi.

MERSİN'E DÖNÜŞ

Aktif spor yaşantısını sonlandırıp Mersin'e döndükten sonra aile işlerine yardımcı olmaya başladı. Kiradaki Alanya Fırını'nı devraldı.

Bir yandan spor antrenmanlarını da sürdürürken Mersin İdman Yurdu yöneticilerinin ısrarıyla futbol takımında ücretsiz forma giydi. Aynı dönemde kardeşi Nazmi Alanya da kulüp başkanı Karamehmet'in "Transfer teklifimi kabul etmezsen sizin fırına un vermem, Çukurova Un Fabrikası'nın işçileri için de sizden ekmek almam" tehdidiyle takıma katıldı.

Seyfi ve Nazmi Alanya bu dönemde milli takımla İran'da atletizm müsabakalarına katıldı. İran dönüşü iki kardeş jübile yaparak aktif sporu bu kez kesin olarak bıraktı.

SPOR YÖNETİCİLİĞİ

Seyfi Alanya aktif sporculuğu sonlandırsa da dönemin Mersin Beden Terbiyesi İl Bölge Müdürü Edip Buran'ın teklifiyle spor yöneticiliğine başladı. Alanya'nın kurduğu altyapıyla Mersin, 1960'lar sonrası ülkenin en başarılı atletizm şehirlerinden biri oldu ve Galatasaray'la Fenerbahçe'yi dahi geride bırakarak şampiyonluklar kazandı. Alanya'nın kurduğu altyapının merkezinde Tevfik Sırrı Gür Lisesi bulunuyordu. 1964 yılında kurulan Mersin Atletizm ve Boks İhtisas Kulübü, 1965'te dördüncü, 1966'da ikinci, 1967 ve 1968'de şampiyon, 1969, 1970 ve 1971'de üçüncü, 1972'de şampiyon, 1973 ve 1974'te ikinci, 1975'te şampiyon oldu.

Seyfi Alanya toplamda 1962 yılından başlayarak Tevfik Sırrı Gür Lisesi'ni 13, Mersin Atletizm ve Boks İhtisas Kulübü'nü 4 kez şampiyonluk yaptı.

GÖREVDEN ALINMASI

Seyfi Alanya'nın 1975'te siyasi ayakoyunlarıyla görevinden alınmasının ardından kulüp ve genel olarak Mersin sporu büyük düşüşe geçti. Seyfi Alanya'nın dönemin Milliyetçi Cephe hükümeti tarafından hakkında başlatılan kara propagandayla görevinden alınması, Konya'daki atletizm yarışmalarında Mersinli sporcuların tarihi boykotuyla protesto edildi. Bu süreçte ulusal basında Alanya'nın lehine çok sayıda köşe yazısı kaleme alındı ancak Bakanlığın kararı değişmedi.

Dönemin Spor Bakanı Ali Şevki Erek'in Alanya'nın görevden alınması talimatını ilettiği Vali Bayram Turhan Çetin, "Sayın Bakan, ben Mersin valisiysem, Sayın Seyfi Alanya da Mersin sporunun valisidir. Vali valiyi görevden almaz" karşılığını verdi. Vali Çetin kısa süre sonra merkeze çekilirken Alanya da 1975'in ağustos ayında görevden alındı.

1983 yılında kendisine belediye başkan adaylığı teklif edilen Alanya, "Bir gün spor partisi kurulursa ben o zaman aday olurum" diyerek bu teklifi geri çevirdi.

1997 yılında adı, Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'nun doğusundaki bir spor salonuna verilen Seyfi Alanya için 2001'den bu yana Atmalar Kupası düzenleniyor. Seyfi Alanya Spor Salonu, 2018'de Tevfik Sırrı Gür Stadı ile birlikte yıkıldı.

EŞİ VE ÇOCUKLARI

1960 yılında tanıştığı Sibel Hanım ile evlendi, Serap ve Simla adında iki kızları oldu.

ÖLÜMÜ

Son yılları ağır sağlık sorunlarıyla boğuşarak geçen Seyfi Alanya, kanserle mücadele etti. 2004'te hastalığın tekrar etmesi ihtimaline karşı bağırsak endoskopisi geçirdi. Ameliyatın etkisiyle aşırı kanamanın meydana gelmesi damar yapısını bozdu ve sağ bacağı işlevini büyük oranda yitirdi. Sağlığına tekrar kavuşmak için bacağından ameliyat olan Alanya, 21 Haziran 2005'te ameliyat sonrası hayatını kaybetti. Mersinli sporcular, Alanya'nın cenazesine ona duydukları minneti dile getiren pankartlarla katıldı.

Kaynak: Kemal İstek, Spora adanmış bir ömür: Seyfi Alanya